26 Eylül 2013 Perşembe

Bavul

Orjinal Adı : Bavul
Yazar :  Nuray KAYA
Sayfa : 271
Yayınevi : Sepya
Türü : Roman

Adaşımız bir yazarın yazdığı ya da roman kahramanının adaşımız olduğu bir kitap bulup okumam gerekiyordu. ilk kez kendi adımdaki yazarları bir araştırmak durumunda kaldım. ne yazıkki pek fazla seçeneğim yokmuş. "nuray" isimli yazar konusunda edebiyat dünyasında bir açık olduğunu fark ettim :) sonrasında iki kitap belirledim, baktığım sitede "bavul" vardı ben de onu aldım.

ilk defa bir kitabı neden aldığımı bu kadar uzun anlattım çünkü hayalim hep bir kitap yazabilmekti. kendi adımda bir yazar bulup kitabını almak bile beni heyecanlandırdı.

konusu aşk..kapak resmi de aslında konu hakkında oldukça bilgi veriyor..
bir bavul, bir tren yolu, sepya renkli arka plan..

nasıl bir yorum yapsam bilmiyorum...kurgusu ilginç olmakla birlikte, aşk hikayeleri kısmı beni biraz sıktı..insan olayları kendisi yorumluyor gibi oluyor..aslında kahraman da kendi hayatını sorguluyor ve bunlar insana çok tanıdık geliyor..bu bir bakıma başarı tabi ama ben artık biraz farklı bakış açılarını seviyorum galiba..

bazı kitaplar vardır kendiliğinden akar ve sonucuna kavuşur. ne kadar ilginç biterse bitsin kurguyla oynandığını düşünmezsiniz..bunun sonu biraz fazla düşünülmüş gibiydi..buna rağmen bir çırpıda biten,insanı konuya dahil eden bir kitap..yolculukta okunup benzer yüzleşmelerle sabah edilebilir..

19 Eylül 2013 Perşembe

Cesur Yeni Dünya

Orjinal Adı   : Brave New World
Türkçe Adı   : Cesur Yeni Dünya
Yazar : Aldous Huxley
Sayfa : 317
Yayınevi : İthaki
Türü : Distopya-Roman

geleceğe dönük tahminlerden enteresan bir distopya örneği... Huxley'in yaşayacaklarımıza yönelik tahminlerine üzülsem mi sevinsem mi bilemedim....düzen ve istikrar için üremenin bile denetim altına alındığı, aslında sıfır özgürlük yaşanan bir dünyada, herkesin mutlu olduğunu görmek düşündürücüydü...öteki yandan çok ilkel yaşayanlar da her şeye rağmen mutlu insanlardı...

o halde mutsuz olanlar yalnızca kendini herhangi bir gruba ait hissedemeyenler mi?

yetiştirilme tarzımızın ve farkında olmadan maruz kaldığımız şartlandırmaların hayatımızda ne kadar büyük rol oynadığını.... kendimize ait olduğunu sandığımız düşüncelerimizin bile bazen bize yüklenmiş bilgiler olduğunu...ve bunlar gibi bir sürü kendimizi ,yaşamımızı sorgulamamızı sağlayan konulara değinen kitabı oldukça beğendim..

 kitabın başında ve sonunda yazarın kendi notlarıyla ilgili ya da kitabın background uyla ilgili bilgilerde mevcut. bunlar da kitabın anlaşılmasını oldukça kolaylaştırıyor..okunmasını tavsiye ederim..

ama sonuçta herkes okuduklarından kendince alıntılar yapar..beni mutluluk ve mutsuzluk konusu düşündürdü..alıntım da o yönde oldu..

" mutluluk zor zanaat-özellikle de konu başkalarının mutluluğu olunca. insan eğer sorgulamaksızın kabullenmeye şartlandırılmamışsa , mutluluk, gerçekten çok daha zor bir uğraş.." pp 280

17 Eylül 2013 Salı

İkea çerçeveleriyle sorun yaşayanlara :)


İkea dan aldığımız renk renk çerçevelerin camlarında hep üçgen bir işaret olur...ve bu işaret fotoğrafın üstünde görünür bu da büyük sıkıntı doğurur tabiki..ben ve benim gibi bir arkadaşım daha hep buna sinir olurduk..(hatta arkadaşım Nurçin'in çerçevelere cam yaptırdığı bile oldu)

Dün gece yine o çerçevelerden bir ikisine fotoğraf koyarken  " olamaz ya, kesin bunun bir yolu vardır" diyerek o üçgenlerin üstünü tırnağımla kazımaya başladım...bir de ne göreyim !!

                                   " o üçgenler şeffaf bir jelatinin üstünde!!"

 biraz tırnakla oynayınca tüm yüzey kalkarak soyuluyor. her iki tarafta da aynı yüzeyden var..onları soyunca gayet güzel bir çerçeveye kavuşuyorsunuz..

benim gibi bu konuda hala bilgisi olmayan arkadaşlara duyurulur :)


15 Eylül 2013 Pazar

Emmy Curl - Mine

Menekşeler Atlar Oburlar


Orjinal Adı   : Menekşeler Atlar Oburlar
Yazar : Hüsnü Arkan
Sayfa : 206
Yayınevi : Kırmızıkedi
Türü : Roman

adına anlam veremeyip okumaya başladığım sonra her şeyin bir pazılın parçaları gibi yerine oturduğu, menekşeyi de atı da oburu da bize tanıtan bir kitap...

okurken cümlelerin akıp gittiği, benzetmelerin gülümsettiği, mezelerin iştah açtığı bir kitap...

dönem dönem kendi içine hapsolup dünyayı dışardan algılayan,bunu bir kez olsun yaşamış olanların çok şey bulacağı bir kitap..

hüsnü arkan en az şarkıları kadar etkileyici bir dille ulaştırmış bize bu hikayeyi..ben çok beğendim darısı henüz okumayanların başına :)

"sınırlarımı bilen bir çocuktum ben. belki de bu yüzden , daha sonralar, yaşamın çizdiği sınırları hep ciddiye aldım ve her yanılışımda bir kez daha kendi içime gömüldüm.." 


" elimi cebime atıyorum, amcamın paralarını çıkarıp uzatıyorum. pamuklar şarap oluyor.." 

"...gün bitmişti ,artık gecenin çocukları yaşayacaktı ; tombalacılar,pezevenkler,façalı yüzler,birbirine omuz verenler ve birden çekiliverenler...emdikleri kara süt sokaklara dökülecek,gece olacaktı.."

14 Eylül 2013 Cumartesi

Kör Saatçi




Orjinal Adı   : The Blind Watchmaker
Türkçe Adı   : Kör Saatçi
Yazar : Richard Dawkins
Sayfa : 404
Yayınevi : Tübitak-Popüler Bilim Kitapları
Türü : Bilim 

Bu kitabı İzmit kitap fuarından almıştım. her sene bir iki tane popüler bilim kitaplarından alıp okumaya çalışırım. bundan da gayet memnun kaldım.

Neden popüler bilim kitapları? Normalde alıp okuduğumda anlaması zor gelen konuları herkesin anlayabileceği örneklerle ve basitlikle anlattıkları için, bilimsel kitapları Tübitak'ın bu serisinden alıp okumayı tercih ediyorum. Benim gibi fen derslerini 9. sınıfta bırakmış insanların bile anlatılanları gayet iyi anladığına şahidim :)

Bu kitaba gelince de "evrim"i anlatıyor. hakkında çok sık yazılan bir konu olduğunu, çoğumuzun evrimi ön yargıyla karşıladığını, anlatılanları da anlasak bile inanmakta güçlük çektiğimizin farkındayım. onlar da farkında zaten. o yüzden de Richard Dawkins "evrim teorisinin" ne olup ne olmadığını izah etmeye çalıştığı biraz dikkat gerektiren ama nihayetinde, temelde yatan özütü bence başarıyla aktaran bir kitap. kısa sürede bitirdim...bilim meraklılarına tavsiye ederim :)

"Kör Saatçi" adı da bir kitaptaki örneğe ithafen koyulmuş.... saatin bir tasarımcısı olduğuna inanıyorsunuz da ,yoldaki taşın neden bir tasarımcısı olduğuna inanmıyorsunuz?( Nasreddin hoca repliğine benzetilmesine sebep olan benim ) diyen ve yaratılışı savunan bir bilim adamına ,aynı örneklerle yaptığı bir çeşit savunmaya benziyor... 

kritiğini yapmak herkesin kendisine kalsın istiyorum :) keyifli okumalar...





11 Eylül 2013 Çarşamba

eylül ayında bir çekiliş dahaa



    Küçük Mutluluklar! - Çekiliş


http://tasarimyagiyor.blogspot.com/2013/08/kucuk-mutluluklar-cekilis.html?spref=bl



Bu ay şansımı biraz fazla zorluyorum..özdilekten de araba çıkacak inşallah :D eğlenceliymiş ben de en kısa zamanda çekiliş yapmak istiyoruumm..kesinlikle





10 Eylül 2013 Salı

Yürüdüğüm Sokaklar 4-kendime notlarım, alışveriş önerilerim ya da bunun gibi şeyler/SLOVAKYA


            BRATİSLAVA

Heykellere dikkat :)

Slovakya'nın başkenti olan Bratislava'ya Avusturya ya giderken günü birlik uğradık. kısa bir şehir turu oldu. 
Euro kullanması para birimi olarak devamlı döviz alıp satan yapan bizler için bir avantajdı açıkçası. şehirde yine veba anıtı, sıfır kilometre taşı gibi her yerde olan heykeller vardı..

Bir deee başka bir yerde göremeyeceğimiz çok enteresan bir heykel var!! tam sokakta gidiyorsunuz, bir de bakıyorsunuz adamın biri kanalizasyon kapağından çıkmış etrafa bakıyor :) işte o İşçi Cumil'miş. yanındaki tabelada da "Man at work" yazıyor :) kalabalığın yoğunlaşmasından heykeli bulmak zor değil :) herkes orada değişik pozlarda fotoğraf çekinmeye çalışıyor ..bir arkadaşım kafasını eziyor gibi yaparak foto çektirdi :) bunun gibi bir sürü poz deneyenler oldu,kafasını okşayanlar,yanına yatanlar falan :) benim için Bratislava daki en hatırda kalıcı şey o heykeldi..






bunun dışında farklı muzip heykellerle karşılaşacaksınız. Mesela Napolyon'un bir banka kollarını dayamış durduğu bir heykeliyle fotoğraf çektirmek mümkün. ya da sokakta fötr şapkasıyla size selam veren adını bilmediğim birinin  selamını eğilerek ya da varsa şapkanızı çıkararak  almanız da mümkün :)








saraya giden yolda da altın renginde taç işaretleri var. onları takip etmek çok eğlencelii :) mutlaka onların peşinden de bir süre gidin :)







Alışveriş olarak da Gustav Klimt'in resimlerinin üzerine basılı olduğu bolca ıvır zıvırdan gerekli olanlar alınabilir..aslında Avusturyalı olmasına rağmen Bratislavada da onunla ilgili bolca şey var. burdan da hatıra kalsın diyerek bardak altlıkları ve küpe aldım :) bardak altlıklarını henüz kullanmadım ama küpeleri sık sık kullanıyorum ... 

bebek koleksiyonuma buradan bir şey ekleyemedim malesef :( küpelerle yetiniyorum..


şimdilik babays :)




ilk defa bir çekilişe katılıyoruum :)


Lulabi Butik'te Çanta Dolusu Hediye varmış :) ben çantayı beğendim, haydi rastgele :)

http://lulabibutik.blogspot.com.au/2013/09/herkese-merhaba-lulabi-butik-olarak.html


9 Eylül 2013 Pazartesi

Okuma Şenliği-9 Eylül İstatistikleri :)


ikinci durakta bindikten sonra bu ay okuduklarım :

1- Canımın istediği kitap / İzmir Büyücüleri  / Mara Meimaridi / 411 s/Literatür /  5 puan
2- Bir serinin ilk kitabı olmayan /Ateşi Yakalamak (serinin ikinci kitabı) /Suzanna Collins /407 s / Pegasus  /  10 puan
3- Adında renk geçen :Güzel Sarı Tuna /Jules Verne /  262 s  /Tübitak   /10 puan
4- 150 sdan kısa olan  :Deli Bal /Pelin Buzluk /77 s / Can  /5 puan
5-Hiç görmediğim bir ülkede geçen : Mayada  /Jean Sasson   /375 s   /Varlık Belgesel   /  20 puan
6- Herkesin okuduğu kitap :Sessiz Öyküler /Ayşe Kulin /  375 s    /Everest Öykü  /15 puan
7- Türü kurgu olmayan : Cennetin Dibi   / Gündüz Vassaf    /   246 s / İletişim  / 20 puan

                                                                                                            Toplam : 85 puan


sanırım böyle bir çizelge hazırlanması gerekiyordu umarım yanlış olmamıştır. kitap okuma hızımı arttırdım bu etkinlik sayesinde bunun için Pinuccia ya  teşekkür ederim :)

6 Eylül 2013 Cuma

Yürüdüğüm Sokaklar 3-kendime notlarım, alışveriş önerilerim ya da bunun gibi şeyler/MACARİSTAN



Budapeşte , MACARİSTAN


     Tarihi bilgiye pek girmeden genel izlenimlerimi anlatmak istiyorum zaten bu tür bilgiler nette bolca mevcut.
  • BUDA+ PEŞTE 
  • Bir nehir kenarında kurulmuş iki güzel ışıltılı şehir. gerçi doğu bloğu ülkesi olmasının verdiği bir büyük bina az insan, bol kasvet var ama ben genel anlamda çok beğendim. fantastik kitaplarda yürüyormuşsunuz gibi bir izlenim veriyor. her an bir köşeden vampirler ya da şovalyeler çıkacak gibi hissediyorsunuz:)
  • gelelim yeme içmeye. içecek olarak  ice tea cranberry i tavsiye ederim. türkiyede bulamadım ben. tadı çok güzel.en kısa zamanda gelmeli ,kesinlikle!!
  •  su alırken de without gas demek lazım yoksa bizim sodaya benzer bir su içmek zorunda kalıyorsunuz. bu sanırım tüm avrupa ülkeleri için geçerli. 
  •  yemek olarak hindi ve ceylan eti ni tavsiye edebilirim. hindilerinin bizim saman hindilerle hiç alakası yok. ceylan çorbası ise oraya özelmiş.içinde ceylan eti olan sulu bir yemek gibi aslında. ceylan etiyse ayrı bir olay mutlaka denenmeli!! inek etinden daha lezzetli ve daha yumuşak..ben çok beğendim şahsen :)

  • sokaklar oldukça tenhaydı. tur olarak biz daha kalabalıktık diyebiliriz :) yaya geçidi olayı şahane siz daha yaya geçidine yaklaşırken hem gidiş hem de geliş yönü durup sizin ahesterevan yürüyüşünüzü bekliyorlar :) italyanın aksine burda gözü kapalı yaya geçidinden geçerim ben şahsen :D



  • iki yakayı bağlayan fiyakalı köprüler var, saraylar, parlamento binası v.s. avrupada bulunan her bina burda mevcut ve avrupanın en iyi ışıklandırılmış şehri ünvanına layık bir çalışmaları vardı bence. tekne turu gerçekten güzel ancak paramız kısıtlı derseniz kenarda yürümekte çok keyifli.

  • gece dışarı çıkmak güvenli ancak pek insan olmadığı için insan kendini devamlı tedirgin hissediyor. her yerde göze çarpan solaryum ve masaj salonları var. bunlar gece gündüz açık. diğer yerler genelde akşam kapalı oluyor !! biz gece otelden çıkıp çok uzakta binaların arasından görünen ışıklı bir şeye doğru neredeyse bir saat yürüdük ve karşımıza yukardaki resimde gördüğünüz parlamento binası çıktı çok sevinmiştik :)

  • kendi para birimi olan forinti kullanmak daha karlı. euro da bozuyorlar ama daha pahalıya maloluyor.
  • Peşte de gezdik ancak pek bir şey almadık asıl hatıra alışverişimizi Szentendre diye bir yerde yaptık. yine tuna kenarında bizim alaçatı gibi bir yer. her yer hediyelik eşya. türklere ait bir iki dükkan var. 


  • erikli su, TL alışveriş yapma imkanı ve türk marka abur cubur bulmak mümkün. ben koleksiyon bebeğimi aldım. ve arkadaşlara vermek için magnetler,anahtarlıklar, bardak altlıkları, kalemler şuan bir araya getiremediğim bir sürü küçük parça aldım.bebeğim ve bardak altlığımı resimlerde görebilirsiniz :) ceviz ve fındıkkıranlar da çok sevimliydii :)







  • el yapımı şeyler güzeldi. keçeden, ahşaptan, camdan bir sürü eşya ve bol bol şarap vardı.



  • her sevimli avrupa kasabası gibi burda da bir veba anıtı var. gezdikçe gına geldi artık bu anıtlardan. bir de 0 km taşından. ikisi de her yerde var. bir zaman sonra katalog yapmayacaksanız fotograflarını çekmeye üşenmeye başlıyorsunuz. biz adlarını da ezberlemekten vazgeçtiğimiz için bir zaman sonra veba anıtlarını takip etmeyi bıraktık :)



  • Estargon kalesini hepimiz biliriz.biz de gittik gördük. turistik bir yere dönmüş tabiki zamanla. pek kale havası vermedi :D bunda oraları kaybetmiş olmanın hasetliği var mı bilmem :)
  • bir de avrupa da en sevdiğim şey çok düzenli olması. köyleri bile çok güzel,ev tipleri bahçeleri,her şeyleri göze hitap ediyor. heryer temiz..en ücra yerlerin bile albenisi var. umarım biz de aynı güzelliğe kavuşuruz. 
  • bir de gördüğümüz bir üniversitenin etrafı kalem şeklinde çitlerle kaplıydı. bu da çok güzel ve ilginç geldi. kalem şeklinde süsler de bol bol satılıyor.
  • gezecek bir çok yer daha vardır Macaristan da tabi ama benim gezim iki günle sınırlıydı..gidecek arkadaşlara süper maceralar diliyorum :) 
  • ha unutmadan taxicileri çok uyanık baştan pazarlık yapmazsanız sonradan  istedikleri parayı alıyorlar. taximetrelerle oynuyorlarmış. bizim gruptan bir arkadaş yaşadı.kesinlikle dikkat edilmesi lazım!!